Geçen bu zaman diliminde belki de hiç kimsenin tahmin edemeyeceği bir “pandemi” ile karşılaştık. Bakalım benim pandemiye dair gözlemlerin nelerden oluşuyor!
Sosyal medyada pandeminin başlarında o kadar çok “2020 yılına ilişkin astrologların tahminlerde bulundukları tv programı” ile ilgili habere denk geldim ki merakımdan programı izledim. Çok ilginç! Alanında oldukça bilinen bir isim olduğunu öğrendiğim kişi aşağıda belirttiğim cümlelere yakın cümleler sarf etti.
“Bu gezegen şu gezenle şöyle bir açı
yapıyor! -tabi gezegen isimlerini ve derecelerini aklımda tutmamı beklemiyorsunuzdur
umarım- bu, tarihte ‘salgın ve pandemilerin olduğu’ şu dönemle aynı gökyüzünü
işaret ediyor. Ancak tabi bu çağda salgın beklememiz doğru olmaz da başka bir probleme denk
gelebilir” ..
Elbette yukarıdaki paragrafta dikkate aldığım cümle pandeminin bu döneme yakıştırılamadığı son cümledir. Diyeceğim o ki bu dönemde bir pandeminin yaşanacağı ve bu kadar uzun süreceği hiç beklemediğimiz bir durumdu. Belki de hepimiz pandemi değildir o, pandemi olsa duramazdık dedik...😊
Belki “Jetgiller”
diye bir çizgi film ile büyümeseydim uçan arabaları beklediğim zaman diliminde
evde karantinada olmak bu kadar zor gelmezdi!
Gel gelelim bizim bu süreçte
ekonomik veya finansal açıdan nasıl davrandığımıza. Dünyanın likiditeye
boğulması, genişleme paketleri üzerine genişleme paketlerinin gelmesi, ABD
tahvillerinin tarihi düşük seviyelerde seyretmesi, negatif faiz yetmiyormuş
gibi bir de “negatif petrol fiyatları” ile karşılaşmamız, altının güvenli liman
algısının bile yön değiştirdiği bir süreç.
Hem reel sektörün hem de finansal
piyasaların birlikte bu derece olumsuz etkilendikleri “global ölçekte” bir
dönem yok diye biliyorum.
Peki yatırımcılar nasıl davrandı?
Pandeminin ilk başlarında sadece
nakit algısı vardı. Nakit olsun.. sadece nakit! Paralarını altın dahil olmak üzere
hiçbir yatırım aracına uygun görmediler! Böyle bir dönem kaç kez yaşandı daha
önce?
Sonra “virüsü” tanımaya
başladıkça bu hava dağılmaya ve insanlar yavaş yavaş yeniden kabuğundan çıkmaya
başladı. Evet gerçekten insan bilmediği, deneyimlemediği olgulardan çok
korkuyor. Benim kanaatim biz daha önce “belirsizliğin” tanımının bu kadar
iyi yapıldığı bir dönem görmedik. Belki de ilk defa belirsizliğin “en koyu”
veya “en yoğun” şekli ile ne olabileceğini gördük.
Belki şimdi risk ve belirsizlik
arasındaki farkı daha rahat anlatabiliriz!
Pandeminin diğer bir tarafı da
elbette ekonomik davranışlarımızın bu süreçte psikolojimizden ne derecede
etkilendiğini bir kez daha ortaya koyması idi. Pardon! Klasik iktisat teorileri “insanlar
ekonomik davranışlarında rasyoneldir” mi diyordu?
İnsanların onlarca tuvalet kağıdı
ile ödeme sıralarındaki görüntüleri, sokağa çıkma kısıtlamasının olacağı gece
öncesi kuruyemişçilerdeki kuyruk, büyük bir torbayı sırtlanıp kendi ağırlığı
kadar ekmek taşıyan insanlar, luppolar, pırasalar…
Bu süreç çok daha iyi gösterdi ki
insan psikolojisinin ekonomik davranışlar üzerindeki etkisine daha fazla zaman
ayırmamız gerekiyor.
Bu süreçte davranışsal finansla ilgili çok güzel kitaplar dinleme fırsatına sahip oldum.
Orhan Erdem Hocanın "Beynimiz ve Paramız Boşa Gitmesin" kitabını çok beğendim. Neden çok beğendim?
- Kitapta sadece akademik bulguların yer almaması günlük hayatta hepimizin daha önce karşılaşmış olabileceği olaylara da yer verilmiş olması,
- Bölüm sonlardaki günlük hayattaki davranışlarımıza ilişkin sorular ve sorgulamalar
- Akıcı bir dil kullanılması
- Bir örnekte "leyla ile mecnun" dizisinden karakterlere yer vermesi (bu diziyi sevmemle alakalı olabilir)
Kısacası okuması oldukça keyifli bir kitap. Literatüre bu konuda daha fazla kitap kazandırılması dileklerimle,